Bütün Şiirleri 1

Bütün Şiirleri 1

Şükrü Erbaş

EdebiyatŞiir

E-Kitap

bitirildi

Ben ona ne istemişsem bu yalnızlık aylarında
Gecikmiş, ince, güzel ve uzak
Biraz da kendime istemiştim sevgi adına.
Dindardırlar ahret korkusu içinde
Ama bir kadının topuklarından
Memelerini görecek kadar bıçkındırlar
Bir yere birlikte gitmeleri gerekirse
Karılarından en az on adım önde yürürler
Ve bir erkeklik işareti olarak
Onları herkesin ortasında döverler.
Bana sorular öğreten dost
Bir de sen bulmadıkça doğrular yarımdır diyen...
Ben süt mavilerde umarken günü
Aykırı sularda akşam oluyor.
Yaşanmış ve yaşanmamış ne varsa sana ilişkin, dünya kadar bir yumruk olup oturuyor boğazıma.
Yüzünü uzak tut biraz
Dünya geçiyor olanca görkemiyle
Göremiyorum
Yüzünü yakın tut biraz
Dünya geçiyor olanca görkemiyle
Tat alamıyorum
Gökyüzü açık da olsa kapalı da
İnsan sevmedikçe onu göremez
Paul Eluard
Ne yapsanız çaresiz
Kendinizden sonraya kalmayacaksınız
Zaman yenecek sizi
O telaşsız bilge, o silahsız güç
Silecek yüzünüzden kibrinizi
Hükmünüz ömrünüzle sınırlı olacak
Öldüğünüz gün unutulacaksınız
Gelişin hayata bağlıyor beni
Anlıyor musun
Zaman yarat ve uğra..
Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
Ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak
Ne bir içten dostunuz var acınızı alacak
Unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu
Yanlış aynalara yöneldik görünmek için
Göstermek için bir şeyleri unutmak için
Olmayan bir şeyleri olan bir şeyleri.
En zayıf yanımızda bulvar tuzakları
Öyle bir süsledik ki bedenlerimizi
—Evlerimizi, eksiklerimizi—
Bakarak birbirimize saklı öykünmelerle
Giysiler takılar boyalar içinde
Kayboldu yüreklerimiz Ve bir ince düşünce...
Gece, yalnızlığımıza çekilen gök-perdeyse şiir içerdeki aydınlığımızdır.
Benim dünyayı sevmem için
Dünya beni sevmeli
Hayatın güzelliklerini esirgediği
Bir sokağın arka tarafıdır ömrüm
Gücenik, kirli, karanlık…
Yaşar bir ölü yalnızlığı kendince
O duyarsız kalabalıklardan artık…
Kimselerin vakit ayırmadığı biriyim
Biliyorum.
Sıradan bir alışkanlık, körleşmiş
Bir küçücük ayrıntıyım
Biliyorum.
(Bir sigaranın tutuluşu örneğin
İçilişi ve sonra atılışı)
Öfkem biraz da bu benim
Ya siz biliyor musunuz?
Saygısızsam, saldırgansam, acımasız
İlgisizlik besliyor kötü yanlarımı
Ya siz biliyor musunuz?
Dünya sinema perdesi değil ki…
Düşlerin de bir sınırı olmalı
İnsanın gerçeği ile çevrili.
Yüreğim bunalıyor gerçeğin gergefinde
Bir biletle bırakıp gökyüzünü kapıda
Kırık tahta koltuklarda, hüzünlü
Alacakaranlığımı yaşıyorum.
Güven içinde olduğumu bilmem hiç
Sevildiğimi, önem verildiğimi
Benim başkalarını aradığım gibi
Arandığımı bilmem…
Dünyanın bütün suçlarını işlemiş
Bütün yanlışlarını ben yapmışım gibi
Yaptığım her işten tedirgin oluyorum.
İçimde sürekli bir horlanma korkusu
Bir kekeme tutukluğu ürkek dilimde
En iyi bildiğim konuda bile
Çekine çekine konuşuyorum.
Çekilip sonra kabuğuma küskünlüğün
Kendime düşlerden sığınaklar kuruyorum
Kırık dökük izleriyle hayatın.
Usul sesli içe değen incecik
Bir şarkı büyütüyorum, ömrüme benzeyen…
Sabah kadar uçuk, akşam kadar acı
Rengi dört mevsimin uyumsuz karışımı
Acemi bir şarkı…
Umuda ve gerçeğe böyle katlanıyorum.
Akşam... desem ve sussam
Yetmez mi?
Ya da yorgun bir gövdeyi
Cam kırıklarında uyutsam...
Akşamı anlatmaz mı?
Siz hiç duyarsız insanlara
Şiirler sundunuz mu?
Yaşamak bir uzun yolculuk ki
Bitirmeden biteriz.
Yalnızlık biricik benzerliğimiz oldu
Payımıza düşen o yanlış ilişkilerden.
(Herkese acısı kadar)
Bunalıyoruz çocuk, bunalıyoruz
Biçim veremediğimiz şeylerin
Biçimini alıyoruz.

© 2024

Taylan Tatlı

TwitterGithubInstagram